Harun Yerlikaya / Medeniyet Gençliğine İtafen


Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /var/www/vhosts/medeniyetdernegi.org/httpdocs/wp-content/themes/medeniyet/functions/theme-functions.php on line 1510

Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /var/www/vhosts/medeniyetdernegi.org/httpdocs/wp-content/themes/medeniyet/functions/theme-functions.php on line 1515

Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /var/www/vhosts/medeniyetdernegi.org/httpdocs/wp-content/themes/medeniyet/functions/theme-functions.php on line 1537

Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /var/www/vhosts/medeniyetdernegi.org/httpdocs/wp-content/themes/medeniyet/functions/theme-functions.php on line 1538

Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /var/www/vhosts/medeniyetdernegi.org/httpdocs/wp-content/themes/medeniyet/functions/theme-functions.php on line 1539

Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /var/www/vhosts/medeniyetdernegi.org/httpdocs/wp-content/themes/medeniyet/functions/theme-functions.php on line 1510

Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /var/www/vhosts/medeniyetdernegi.org/httpdocs/wp-content/themes/medeniyet/functions/theme-functions.php on line 1515

Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /var/www/vhosts/medeniyetdernegi.org/httpdocs/wp-content/themes/medeniyet/functions/theme-functions.php on line 1537

Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /var/www/vhosts/medeniyetdernegi.org/httpdocs/wp-content/themes/medeniyet/functions/theme-functions.php on line 1538

Warning: Trying to access array offset on value of type bool in /var/www/vhosts/medeniyetdernegi.org/httpdocs/wp-content/themes/medeniyet/functions/theme-functions.php on line 1539

” Bana büyük işler yapma fırsatı verselerdi, neler yapmaya muktedir olduğumu gösterirdim ” deriz… Öncelikle siz, kendi hayatınızı düşünmeyi, sürdürmeyi öğrenebildiniz mi? Öğrendinizse, bütün işlerin en çetinini yapmak için bütün olanaklara gerek yoktur. Nerede olursa olsun, perde arkasında da perde önünde de insan kendini gösterebilir…” diyor Montaigne. Ama ne kadar fırsatımız olabilir büyük işler yapmak için veya keşfedilmek için doğru yerlerde olabilirmiyiz ?
Ve İbrahim Refik şu hikayeyi paylaşıyor bizlerle :
‘’Bir adam , kuluçkaya yatmış tavuğun altına , kartal yuvasından aldığı bir yumurtayı koyar.Zamanı gelince civcivler birer birer kabuklarını çatlatıp dünyaya gözlerini açarlar.Kartal yavrusu da onların arasındadır.Hayatı hep o civcivlerin içinde geçip, kendisini onlardan biri saydığı ve devamlı onları taklit ettiği için civcivler gibi yerleri eşeler ve topraktan çıkan solucanları yiyerek beslenir.Civcivlerin bazen uçma taklidi yaptıkları gibi o da , üç-beş metrelik uçma hareketleri yapar.

Kartalcık ömrünü hep böyle civcivlerle çöplüklerde yiyecek aramakla sürdürüp giderken bir gün gökyüzünde bütün görkemiyle süzülen muhteşen bir kartal görür.Hayret ve gıptayla kartalın süzülüşünü manevralarını seyrederken dudaklarından şu ibretli sözler dökülür : ” Allah ın yarattığı ne muhteşem canlılar var.Ne güzel, rüzgarı yara yara gökyüzünde özgürce uçuyorlar.”

Ve her canlı gibi zamanı gelince o da tavukların arasında ömrünü tamamlayıp toprağa karışır.’’

Bu hikaye,medeniyetler beşiği Anadolu’muzun yetenekli, fakat uygun zemini bulamadığından dolayı yeteneklerinin farkına varıp onları ortaya koyma fırsatını bulamadan bu dünyadan göçüp giden yitiklerimizin trajedisini ne de güzel açıklıyor.

Kanaatimce bu neslin şuurlu yeryüzü mirascılarına düşen en öncelikli vazifelerden biri de, geleceğe yönelik ümitlerimizi hayata geçireçek bu genç ve dinamik kitleye , kendilerinin bir tavuk olmadıklarını , bilakis gökyüzünde özgürce pervaz edip süzülecek zeka ve yeteneğe sahip bir kartal olduklarını fark ettirip ve yaratıcı ekseni içerisinde eğitim vererek yarınlara kazandırmak değil midir?

Bizimde amacımız bu Medeniyetin gençleri olarak böyle kardeşlerimizin Elinden tutmak ve ömrümüzün sonuna ve toprağa karışana dek tabiri caiz ise gökdeki kartallar gibi gökyüzünde özgürce pervaz etmek ve süzülmektir..

Harun Yerlikaya
Medeniyet Gençliğine İthafen …